7 Ocak 2008 Pazartesi

sansürü sadece devlet yapmıyor!

türkiye isviçre maçı sonrası yaşanan gelişmeler içinde belki dikkatinizi çekmiştir, ulusal basının büyük bir bölümü olayları tek yönlü verdi ve suçlu olarak konuk takımı ilan ettiler.
aslında bu gelişmeler iyi bir planın parçası ve o planın olması gerektiği gibi işledi havası hakim oldu.
takımın iyi oynayıp oynamadığına ve oyuncuların ne yaptığına bakılmaksızın ülke çıkarları öne alınarak gazeteler hazırlandı.
bu ulusal kanallardan birinin yazı işleri müdürü kendisini şu şekilde savunuyordu; bizler türkiye için kalemlerimizi oynatırız, eğer türkiye çıkarları olayları görme diyorsa bizler görmeyiz!
kısaca kendisinin yaptığı bir sansürü pişmiş bir şekilde savunuyor ve öne milliyetçiliği alıyordu.
yaptığı resmen bir sansürdü, sansürcü sadece devlet değil, bizzat kendimiz olduğumuzu bir kez daha gösteriyordu.
o kadar seyircinin önünde olan olayları görmeden haber yapan gazeteler, haber yapan bir gazeteyi taşlamak için ilk önce eline taş alıp yola çıktığını da tarihimizde görmeden edemeyiz.
evet tan gazetesi olayı buna benzer bir durum sergilemişti, yıllar önce!
o olaya katılanların ikisi başbakan olmuş, biri de ulusal gazetenin sahibi konumunda, şu sırlar başyazarlığı da elinden bırakmıyor!
sol adına söyledikleri gobel'sin söylediklerinden de pek farklı değil!
gazetesinde hala sol dünya görüşünü savunanlarda var!
ne yazıp yazamayacaklarını bu futbol karşılaşmasından sonra görülen davranışa bakarak görülebilir!
ülke çıkarına aykırı haber olan ne kadar haber geçmiştir elinden?
kaçından haberimiz oldu?
sansürü sadece devlet yapmıyor!
kendimiz yapınca otosansür oluyor!
sonuç sansürcüler hala ülkenin neyi öğrenip neyi öğrenmeyeceğini belirliyor.
çok sesli görüntü veren basınımız ülke çıkarı olduğunda nasıl tek ses olacağını başarılı bir şekilde göstermiş oldu!
peki burada gazeteciler ne yaptı?
ekmek kapısı ses çıkarsa sorun olur, en iyisi yıllardır yaptığı gibi sessizliğe gömüldüler!
sansürü arayacağımız adres dışarıda değil, kendimizde olduğunu ne zamanlar unuturuz?
kendimizi sınırladığımızda!
bir futbol karşılaşmasından arda kalanları kendimce toparlamaya çalıştım, tabi ne kadar açık oldum onu da siz düşünün!
acaba yazı yazarken kendimizi sınırlıyor muyuz?
duygularımızı neden olduğu gibi yansıtmıyoruz?
sarhoş olmayı bekleyen kaç davranışımız içimizde birikmiştir!
bunları ne zaman ortaya seriyoruz!
ülke çıkarları ve kişisel çıkarlarımız rollerini bıraktığı an!
29.11.2005
ismail cem özkan

Hiç yorum yok: