9 Ocak 2008 Çarşamba

Ve sonunda idam edildi!

Ve sonunda idam edildi!

Ve sonunda idam edildi, Saddam artık aramızda yok. Bugünlerde toprağa gömülme telaşı içinde olacak! Saddam tarih sahnesinden çekildiğinin haberi geldi sabaha doğru!

Şimdi Ortadoğu’yu başka bir süreç bekliyor, çünkü Ortadoğu politikaları içinde kanlı bir diktatör, kurulan mahkeme ile idam edildi. Şimdi mahkemenin kararı tartışılacak ve bir başkasının verdiği kararı uyguladı denecektir. Ne denirse densin bir dikta tarih sahnesindeki yerini almış durumdadır. Bu durum Irak topraklarında demokrasiyi getirecek mi, yoksa başka bir felaketin davetini mi çıkaracak? Çünkü bu konuda belirsizlik maalesef hüküm sürüyor. Bugünlerde büyük olasılıkla daha şiddetli patlamalar olacak, kitlesel ölümler geçmişte olduğu gibi devam edecektir. Bağdat eskisine göre daha şiddetli bir bölünmeyi davet edebilir. Şii Sunni ayrımı daha da keskinleşirken, çevre ülkelerin içinde de bu ayrımın yansımaları olacaktır. Buradan kısaca şu sonuca çıkabiliriz, ülkemizde de kaçınılmaz olarak çatışma kışkırtmaları olacaktır. Saddam hayranlığı ile politika yapmak isteyenler zaten ülkemizde varlığını korumaktadır ve bu sonuçtan ders alacaklarını hiç sanmıyorum. İdam ne için yapılır? Bir daha o suçun tekrarı olmaması için! Peki, bugüne kadar yapılan idamlar suçları önlemiş midir? Tarih sahnesinde dolanarak baktığımızda, aksine daha şiddetli suçların ortaya çıktığını görmekteyiz. Saddam, ölmek ile hayattayken işlemiş olduğu suçlardan kurtulmuş oldu. Onun yargılanması insanlık açısından bitmiş olmayacaktır.

Ülkemizde de bir zamanlar astığı astık, kestiği kestik diktatörler oldu. Onlar şimdi dört duvar içinde sıkı korumalar arasında yaşamaktadır. Onlarında mahkeme önüne çıkarılmaları gerekmektedir. Bütün diktatörleri sorgulayacak evrensel mahkemelerin ve evrensel hukuk kuralları ile sorgulayacak yapılanmaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Yoksa bir yerde kurulan mahkemelerin vereceği hüküm hep tartışma götürecektir. Bu işlevi yapacak mahkemeler olmasına rağmen nedense darbe ile iktidara gelenler orada sorgulanmaz. Orada sorgulananların dava sonuçlanmadan ölmeleri ise hep soru işareti olarak kalmaya devam edecektir. Dünyamız üzerinden birçok darbe gelmiş ve geçmiştir, büyük acılar ve katliamlar yapılmıştır ve yapılmaya devam ediyor. İktidarını beğenmediği için başka ülkeye müdahale eden ülkeler bile bu dünya üzerinde varlığını korumaktadır. Demokrasi kağıt üzerinde yazılı olmasına rağmen, insanların seçme ve seçilme hakları ellerinden alınmış, belirlenmiş adayların arasında seçme yarışına dönmüştür. Avrupa yeniden fakirlik ile tanışırken, dünyanın öbür ucundakiler hastalıklar ve iç savaşlar ile boğuşmaktadır. Doğal felaketler ile birlikte insanın yaratmış olduğu felaketler birçok insanın ölümüne yol açmış, yaşam standartı dünya çapında göreceli bir şekilde düşüş yaşamaktadır. Küçük bir azınlık ise her ülkede yaşam standartını ve kalitesini daha da yukarıya çekmektedir. Her felaket yeni zenginlerin oluşmasın beraberinde getirirken, eskilerin de yok olmasını beraberinde getirdiğini unutmamak gerek!

Saddam sonunda idam edildi, sabaha karşı. Yılın sonunda birileri için iyi haber olurken, bazıları için, üstelik hiç ilgileri olmamasına rağmen zarar göreceği haberde olabilir. Toplumsal olaylar genelde ilgisiz insanlara zarar verir.

Karın yağması gereken havada, sonbaharın izlerini taşıyor, belki kış gelmeden bahara dönecek gibi. Ağaçlar tomurcuklanmış, yakında çiçeğe dururlarsa şaşırmayacağım bu gidişle. Hayat hiçbir zaman dün gibi olmayacak, sürekli değişim yaşamaya devam edecek. Dün Roma imparatorluğu dünyanın büyük kesimine hüküm ediyordu, bugün yok! Roma’yı yok eden şartlar hiçbir zaman var olmayacak, var eden koşulların olmaması gibi. Saddam’ı yaratan koşullar hiçbir zaman olmayacak, fakat Saddam düşüncesini taşıyanlar varlıklarını sürdürecektir, tıpkı büyük Roma imparatorluğunu kurma düşüncesinde olan insanların varlığı gibi. Bu insanlara bu olanağı verecek koşullar ortadan kaldırıldığında demokrasi gerçek anlamda dünyamıza gelmiş olur.

İSMAİL CEM ÖZKAN
30 Aralık 2006

Hiç yorum yok: