10 Ocak 2008 Perşembe

Geldi geldi, sonunda seçim sandığı önümüze geldi!

Geldi geldi, sonunda seçim sandığı önümüze geldi!

Demokrasi gereği seçim sandığı gelecek önümüze! Eğer sandık gelmez ise demokrasiden bahsedilmez! Her sandığın geldi rejim için ise demokrasinin olduğu rejim olmaz! 12 eylül rejimi demokratik bir ortamda anayasayı onaylatmadı, hatta “mavilim mavişelim gel tenhada buluşalım!” türküsünü bile yasaklatmıştı! O döneme ait TRT bu türküyü kedi arşivinden çıkarmıştı, bir emre kadar!

Referandumumda ve seçimlerde sandık seçmenin ya da onaylanın önüne gelir, orada istenilen eylem gerçekleştirilir. Oy vermeyenler başka bir değişle sandık başına gitmeyenler ise para cezası ile cezalandırılır, çünkü demokraside katılım ölçüdür! Gelişmiş ülkelerde sandığa giden seçmen sayısı %50’lerin altına düşmüş durumda, demektir ki, o ülkelerde demokrasi yoktur! Ya da gelişmiş ülkelerde de kim gelirse gelsin aslında hepsi tek parti olduğu için seçmen bir anlamda protesto ediyor da olabilir! Seçmenin önüne gelen sandıklar teknoloji ile biçim değiştirmiştir. Gelişmiş ülkelerde bilgisayarlar durmakta, elbette bu bilgisayarların isimleri oy sayanlar olarak değişmiştir! Oy sayanların ekranlarındaki adaylara ve partilere bakarak oradaki verilerden birini seçerek tercihini belirtir. Bu oy verme yöntemi ile sonuçlar birkaç saat içinde kesin sonuçların açıklanması ile sonuçlanır. Bu durumda çöplerden oy pusulaları bulunmaz!

Gelişmekte olan ülkemizde teknoloji en üst boyutu ile kullanılır. O kadar üst boyutta kullanılır ki, hesaplardaki paralar başka hesaplara geçirirlerken sınır dahi tanımazlar. Bir amerikan turistin hesabından kendi hesabına para geçiren uyanıklarda olmuş ama yakalanmıştır. Elbette kendi kullandığının en gelişmiş olduğunu düşünen uyanıklar, daha önceden yaşanan olayları bilmediğinden Amerika’yı tekrar tekrar keşfeder, bu arada hücre cezasını da keşfeder ama ülkemizin yasaları bu tip üçkağıtlara yönelik cezaları ya olmadığından ya da ödüllendirilmiş şekilde olduğundan bir kapıdan giren öteki kapıdan çıkmaktadır. Seçim günü yaklaşmakta ve bizler hala çok partili geçiş yaptığımızdan günden beri uygulanan yöntemler ile seçime gideceğiz. Oy pusulası kağıdının uzunluğu ve biçimi ile uğraştık bir süre, sonunda bilmem kaç cm boyutundaki oy pusulaları basıldı ve seçim bölgelerine doğru yola çıkmaktadır. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz günden beri uygulanan bu yöntem bu seçimde de uygulanacak. Peki bu yöntemden faydalanan insanlarımız kısa bir sürede olsa ceplerine girecek parayı düşünmektedir. Her seçim dönemini dört göz ile bekleyen kamu görevlilerinin olması tesadüfi değildir. Harcırah adı altında ceplerine birkaç kuruş girecektir. Sandık güvenliği vs sorunu ne kadar sıkı kontrol altında olduğunu çöplerden toplanan oylar göstermektedir! Önemli olan sandığın oy kullanacakların önüne çıkacağı andır, görevini yapanlar gönül rahatlığı ile evlerine dönerken oy pusulaları da torbalar eşliğinde ya çöplere ya da mülkü amirin denetiminde olan depolara gidecektir. Bir itiraz durumunda oylar tekrar sayılana kadar bir yerde tutulur. Bir süre sonra bu pusulalarda öteki kağıtların harmanlandığı yerde son noktasını bulacaktır! Seçim bir kesim için geçim kaynağı olma özelliğini korumaktadır.

Ülkemizde seçim havası aşırı sıcaklar ile birlikte gelmiştir. Aşırı sıcaklar sonucu kalp krizi geçiren ölen bir vatandaşımızın yanında seçim konvoyları içinde trafik kazalar sonucu ölenleri üzülerek görmekteyiz. Bir kişi neden bir konvoyda kendi can güvenliğini hiçe sayarak katılır ve aşırı derecede kendini kaptırır? Bir seçim çalışması süreci içinde kendisini kaybedenler, seçim sonucu ne kazanmış olur? Belki bir bölümü bir kamu kurumunda işe girecektir, belki bir bölümü kendi egosunu tatmin olarak derin bir nefes alacaktır! Adaylar ve yakınları seçilmek için her türlü borçlanmayı göze alarak çalışmalara katılır, seçilmeyeceğini bile bile varını yoğunu ortaya koyan bir aday görebilir miyiz? Seçileceği büyük olasılıkla belli olan bir adayın ise sponsorları hattından fazladır. En işlek yerdeki dükkanını aday için boşaltıp, adaya veren insanların düşünceleri nedir? Ne gibi bir beklentisi vardır? Ülkemizde kaç adayın, seçildikten sonra irtibat büroları açık olarak kalmaktadır? Milletvekili olduktan sonra adayların davranışları ve mal varlıkları inceleniyor mu? Bir bölüm aday, sırf milletvekilliği emekliliği için aday olmuş olabilir, o kendi tercihidir. Çalışmadan emekli olmak! O şekilde emekli olup da, hobilerini meslek gibi yürüten insanlar var!

Her alanda teknolojinin en son araçlarını kullanmakla övünen bizler, seçimlerde neden hala geleneksel yöntemler kullanılmaktadır?

İSMAİL CEM ÖZKAN
25 Haziran 2007

Hiç yorum yok: