9 Ocak 2008 Çarşamba

Geleceğe bir baktım!

Geleceğe bir baktım!

Birkaç gündür televizyon ekranına takıldım ve bol bol film baktım! Sonuç olarak baktıklarımdan hiçbir şey anlamadım ama beynimin arka tarafına bir takım düşüncelerin işlendiğinin farkına vardım.

İzlediğim filimler genellikle gelecek ve geçmiş ile ilgiliydi. İsa’nın doğum günü 24 Arlık yaklaştıkça buranın kanalları bol bol dini içerikli ve daha çok Musa’nın hayatını anlatan filmler yayınlıyorlar. Hıristiyanlık bilindiği gibi Yahudilikten sonra geldi o yüzden onun filmleri yayınlanması doğal, çünkü Yahudiliği sevmemelerine rağmen daha hoşgörü ile yaklaşırlar, nede olsa kökleri Yahudilikte gizlidir. İsa’da sonuçta bir Yahudi’ydi. İslam ile ilgili ise dokümanter filmler yayınlanıyor, fakat bu yayınlanalar sadece İslam’ın zenginliği üzerinedir. İnancı ve yaşam tarzı pek işlenmez, camilerindeki, saraylarındaki ihtişam gözler önüne serilir.

Benim ilgimi çeken elbette gelecek ile ilgi olanlar, ne gibi fantezileri var diye bakıyorum filmlere. Hepsinin ortak noktasını bulmam için akıllı olmaya gerek yok, çünkü çok kaba ve bariz şekilde sergiliyorlar. Gelecek askerlerin olacak! Askeri harcamalar yapılırsa gelecek daha güvenli olacak! Ama güvenliğin daha çok korunması içinde askeri yatırımlara devam edilmeli! Yani askeri sanayi kollanıyor bütün filmlerde. Askerler hepsi uzay gemisinde hiç dünyaya dönmüyorlar. Dünya sanki yok olmuş, hiç kimse dünyadan bahsetmiyor. Dünya nerede? Uzayda bir yerlere duruyor mu, yoksa askeri harcamalar sonucu bir yerde patlayan bomba ile yok mu oldu? Yani dünya gelecekte yok mu? Neyse dünyayı aramaktan vazgeçtim ama hiçbir kahraman ailesini özlemiyor. Hasretlik yok! Geçmişi özleyenler hep kısa bir geçmişi ve sevdiği erkeği ya da kadını özlüyor. Genelliklede onlar ölmüş oluyor, kim tarafından ölmüş oldukları ise film ortalarında ortaya çıkıyor, çok acayip yaratıklar tarafından! İnsanı olan hiçbir şey yok, sadece görüntüde insan var!

Uzay filmlerinde bir de dikkat edilirse hiç yeşillik yoktur. Yani hiçbir kimse saksıda ir çiçek dahi göremez. Sevdiği kadına verilen bir adet gül dahi yoktur. O yüzden şimdiden sevdiklerinize bir adet çiçek verin, ileride nasıl olsa verilecek çiçek bulamayacağız! Ve filmlerde her konuşma askeri disiplin içinde, amerikan lisanı içinde anlamlı olan diyaloglarla süslü. Benim dilme çevrildiğinde hiçbir anlamı olmayan nidalar bol bol kullanılıyor. Yani şu anlama geliyor, o kadar mücadele etmenize gerek yok, gelecek Amerikalılarındır! Yani neden kavga ediyorsunuz, neden mücadele ediyorsunuz, kazanan askeri sanayi ve onun sahibi Amerika’dır! Boş verin ve geleceğe bakın!

Gelecek filmleri benim hep ilgimi çeker, biliyorsunuz daha öncede yazdım, gelecekte dünyaya ait hiçbir hayvan olmayacak, dünyaya ait hiçbir iz kalmayacak! Şu anda sarıldığınız köpeğiniz, kediniz varsa iyi sarılın, çünkü gelecek kuşaklar onları tanıyamayacak bile. Gökyüzünde uçan kuşlara iyi bakın, gelecekte onlarda olmayacak! Şimdiden kuş gribi bahane edilerek asırlardır kondukları göç yollarındaki sazlıklar kurutuluyor. Onların yaşam alanları şimdiden yok ediliyor. Göç yollarına iyi rüzgar alan tepelere elektrik üreten yel değirmenleri konuyor, onlar o değirmenlerin arasından uçması bekleniyor. Yeşil bir gelecek için yapılan, rüzgar enerjisinden elde etmek için doğa dostu değirmenler, doğa parçası kuşları korkutuyor! Şimdiden biz tasarlanan geleceği yaratıyoruz. Yediğimiz her yiyecek zaman içinde bize zehir olarak gelmeye başlıyor. Danalarda çıkan deli dana hastalığı, kuşlar ile yayılan gripler, kedilerde gözüken sars hastalığı, keneler, örümceler ile etrafımız daraltılıyor. Bu hastalıkların büyük bir bölümü laboratuarda üretilen ve doğada olmayan hastalık olduğunu düşünebiliyor musunuz? Biyolojik silahlar savaş öncesi insanlar üzerinde deneniyor, ya savaş olsa, neler neler denenecek?

Sağlık içtiğimiz ilaçların kaçı sağlımıza direkt yararı var, kaçı zararlı? Kolesterolü düşürmek için üretilen ve dünyada en çok satan bir ilaç ile ölen insanları okudum dün, demek ilaçlar sağlık değil ölümde saçıyor! İlaç firmaları sırf eski ürettikleri ilaçları imha etmemek için yeni bulunan ilaçları bir süre üretimi yapmayıp, diğerleri tüketilene kadar beklemesi liberal ekonomi olarak açıklanabilir mi? Gelecek şimdiden oluşmaya mı başladı?

Birkaç gündür gelecek ile ilgili filmlere bakıyorum, gelecekte sadece insan görünümlü insanlar olacak ama duyguları bugüne bırakmış olarak! O yüzden var olan duygularınızı şimdi doya doya yaşayın, sizin elinizde olan en büyük değerdir, gelecek kuşaklar bundan haberleri dahi olmayacak!


İSMAİL CEM ÖZKAN
4 Aralık 2006

Hiç yorum yok: