10 Ocak 2008 Perşembe

Seçime alevi olarak bakmak!...

Seçime alevi olarak bakmak!...

Kader kavramı her ne kadar dini bir tanımlama olsa da, günlük yaşantımızda kader diyebileceğimiz bir çok tesadüfiler ile karşılaşırız! Kader günlük dilimize yerleşmiş kelimelerden biridir.

İki parti seçimlere girmek için birleştiğini ilan etti. Bu sağ ve solda aynı şekilde yansıdı, sağdaki birleşme gerçek anlamda bir birleşme olarak yansırken, solda (!) ise dincilerin yaptığı gibi hülle şeklinde oluyor. İki milliyetçi partinin birleşimi sol olarak tanımlandı. Her iki parti kök olarak aynı olmasına rağmen, liderlerin kişisel hırsları yüzünden ayrılmış kökleri İttihat ve Terakki Partisine dayanan bir geleneğe sahiptirler. Sol dünya görüşü içinde olan hangi düşünceyi bu iki parti tanımlıyor? Darbe karşısında neler yaptılar, muhtıra karşısında ellerini ovuşturup yeter artık iktidar bizim! diyerek çığlık mı attılar? Kendiliğinden gelişen olaylara, kendileri örgütlemiş gibi sahip çıkıp en önde yürümeyi marifet sayıyorlar. Kader burada işe karışıyor, çünkü gelenekleri, hiçbir seçimi kazanamamış, askeri darbeler ile ülkeyi düzenlemeyi kendilerine görev bilen bir anlayışın ürünüdürler. İktidara gelseler ne yapacaklarını bilemez konumda ve kafa karışıklığı içindeler. Bu iki partinin gelecek perspektifi yoktur, var olan sistemin devamı için yapamayacakları çılgınlıkta yoktur. Tek din, tek dil, tek partinin iktidar olduğu sistem çoktan sona erdiğinin farkında dahi değiller. Bugünkü çağdaşlık anlayışı ile 1922 yılındaki çağdaşlık anlayışı arasında büyük bir uçurumun farkında dahi değiller. O tarihte tanımlanmış çağdaşlık anlayışı ile ülkeyi yönetmeye adaylar! Kendilerini sosyal demokrat olarak tanımlayan parti, kendilerinin taktığı etikete uygun değildirler. Onlar sosyal demokrat parti kimliğini sadece MHP ve DP partilerinden farklı olduklarını belirtmek için kullanmaktalar. Aslında bu partilerin hepsinin kökü ayındır, anlayışları aynıdır. Yani 4 parti bir partidir, aralarında nüans farklılıklarına rağmen!

Ankara’da Türkiye bileşenlerinden aleviler seçimde alacakları tavırları netleştirmek için iki ayrı toplantı yaptılar, sonuçta birbirine yakın kararlar aldılar. Aleviler; solda ve çağdaş dünyanın sahip olduğu geleneklerin yanında yer alacağını duyurdular. Evrensel hukuk kurallarının hakim olduğu, gerçek laik bir devlet özlemi duyuruldu. Bu ilkeleri savunan partiler ile işbirliği içinde olacaklarının altını çizdiler. Aleviler bu ilkelerin altını çizerken, ırkçı, soven söylemi olan partiler içinde aday olan Alevileri de alevi olmaktan çıkmış olarak kabul etti. Bu kabul ediş şu sonucu hemen çağrıştırmaktadır. CHP ve DSP içinde aday olan alevi kökenli vatandaşlar artık alevi değildir! Çünkü bu iki parti ırkçıdır. Bu iki parti Diyanet İşleri Başkanlığına karşı değildir. Alevi inancını ve Cem Evlerini ibadet yeri olarak tanımamaktadır. Birer vakıf yerleri olarak görme eğilimi içindeler. Hacıbektaş dergahını hala müze olarak görmekteler ve her sene Müzenin açılış gününü yani 15 Ağustos’da orada müze açılışı yapmak için bulunmaktalar. Alevi dergahında değildirler.

Alevilerin de tanımladığı sol ise ilk defa 1 Mayıs’da Taksim meydanına çıkarak varlığını duyurmuştur. İlk defa üzerine örtülmüş olan ölü toprağını atmış ve sesini tüm dünyaya duyurmuştur. Sol bu ülke toprakları için bir şanstır, o şansı en iyi şekilde kullanacağını düşünmekteyim. Bir arada yaşam, ortak bir gelecek için tüm kültürlerin, dinlerin, dillerin ortak yaşayabileceği bir gelecek projesi gerçekleştirecek sol vardır, o sol ile adına sol etiketi takanları iyi ayırmak gerek. CHP ve DSP sol değildir. Onlar en uçtaki sağ partidir. Onların varlığı Türkiye için şans değil, birer engeldir. O engeli ortadan kaldırabilmek için o adını andığımız partileri iyi tanımlamak ve gerektiği yere göndermekten geçer.

Laiklik adı altında yapılan kavgada kötünün iyisi diyerek Aleviler, CHP ve DSP gibi sağ partilerin yanında yer alamaz, çünkü bu iki parti Alevileri asimile etmek için kurulan Diyanet İşleri Başkanlığını savunmaktalar. Alevi köylerine kurulan camileri savunmaktadır. Onların ağzından duydunuz mu, alevi köylerine kurulan tüm camiler cem evlerine dönüşsün! Alevi meclisinin verdiği adres içinde CHP ve DSP yoktur, buradan aday olanlar, MHP’den aday olan arasında bir fark yoktur! Kadere bakın ki aleviler yeniden yol ayrımına geldiler. Bu sefer hedeflerini iyi çizen bir alevi hareketi var. Ve bu hareketin davranışlarını dikkatli izlemek gerek, biliyoruz ki, sol söylem içinde olup da sağdan aday olan insan sayısı da az değildir!

İSMAİL CEM ÖZKAN
22 Mayıs 2007

Hiç yorum yok: