10 Ocak 2008 Perşembe

Türkiye’nin kaderini varoşlar belirleyecektir!

Türkiye’nin kaderini varoşlar belirleyecektir!

Gecekondu mahalleler ilk defa 1950’li yıllarda görülmeye başlandı, sonra geliştikçe gelişti ve bugünkü varoşlar olarak anılan büyük mahallelere dönüştü. Bu varoşlara mütahitlerin girmesi ile birlikte, büyük insan kitlesini içinde barındıran mahallelere dönüştü. İlk zamanlardaki gibi yolu olmayan, suyu akmayan bir yerleşim birimi olmaktan çıktı, işgal ile oluşturulmuş büyük yerleşim birimleri oldu. Bugünlerde bu varoşlarda 20 katlı binaları görmek yadırgatıcı değildir.

Gecekondu isimi ne zaman varoşlar olarak değiştirildi? İlk olarak kim ve ne zaman kullandı bilmiyorum ama bugün şehirleri kuşatan birer çadır görünümünden çıkıp, kuşatma uzun süreceğini anlamış gibi yerleşik bir konuma dönmüştür. Hem şehirli bir görünüm vardır hem de değildir. Varoşlar şehre henüz uyum sağlamamış, fakat şehir görünümlü yerler konumundadır. Varoşlarda, geleneksel ilişkiler, o ilişkiler içinde devletin hukuk kuralları dışında geleneksel hukuk kuralları yaşamın içinde geçerliliğini korumaktadır. Fakat gelenekte varoşlara gelince biçim değiştirmiş ve o yaşanan alana uygun yeni anlamlar içinde devam etmektedir. Varoşlar şehirleri kuşatan işgal kuvvetlerinin çadır görüntüsü gibidir, tek fark bu sefer temeli yarım yamalak atılmış çadır gökdelen konumdadır.

Varoşları besleyen ise, gelişen siyasi gündemin çelişkileridir. İktidara gelmek için siyasi partiler varoşlar ve göçü kullanılmıştır, hatta teşvik edilmiştir. Son 80 yıllık siyasi tarihimize baktığımızda bu varoşlardan en büyük siyasi çıkar elde eden güçleri görmek mümkündür. Ve kimlerin teşvik ettiği de ortadadır. Şehirleşme politikası olmayan ama beş yıllık kalkınma politikası olan garip bir ülke konumundan liberal ülke konumuna geçtik ama varoşlar büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. İktidar partisi ya da yerel yönetimde iktidarda olanların bir dahaki seçimde tekrar seçilmek için hemşerilerini bir yerde toplama eylemi olarak da düşünülebilinir. Varoşlar birer işgalci konumdadır. İşgal etmek istediği şehrin dışında çadır kuran işgalci askeri güçtür. İşgal süresi uzadıkça oraya yerleşim artmış, aileler gelmiş, aileler gelince yerleşik bir hayat, çarpık bir şekilde oraya konumlanmıştır. Fakat onların işgalci ve yağmacı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Varoşlar işgalci kültürü içinde barındırır ve yağmacıdır. Her fırsatta yağma için şartları kollar. Yağma amacı ile gelenler kendi kültürlerini de yanında taşır. Fakat zaman uzadıkça yaşadıkları yere uygun gelenekleri de değişir, çünkü işgal için gelenler değişik kültürleri içinde barındırır ve her değişik kültür birbirinden etkilenerek ortak bir işgalci kültürü oluşturur. Ortak payda yağmadır. Varoşlar yağma kültürünü üst kimlik olarak hep koruyacaktır, çünkü kendisine yabancı olan şehri almak istemektedir.

Bugünkü siyasi değişimi de belirleyen bu işgalci güçler olacaktır, çünkü orada oluşmuş olan oy potansiyeli şehir kültürü içinde yaşayanlardan fazla konumdadır. Şehir içinde yaşayanlar özel siteler içinde kendileri güvence altına alırken, asıl güven içinde olanların varoşlar içinde yaşayanlar oluğunu görmezden gelmektedir. Ve geleceği belirleyenlerinde işte bu güven içinde ve kendisine ait bir yaşam tarzı yaratan bu varoşlardır. Varoşlar geleceği belirleyen siyasi iradeyi belirler konumdadır, çünkü onlar yağmalamak için geldiği şehri kuşatmış ve hayat damarlarının üzerinde oturmaktadır. Şehirler bu işgale karşı dirençlerini liberal politikaların hayat bulması ile sona ermiş ama işgal ortadan kalkmamıştır. Bugünkü siyasi gelişmeleri belirleyecek olan ise kendi güçlerinin farkında dahi olmayan bu işgalci güçler belirleyecektir, çünkü varoşlar tek bir kültürü içinde barındırmayan heterojen bir yapı özelliğini göstermektedir. Bu heterojen yapı ise ortak bir siyasi tavır yerine pragmatik duruş daha öne çıkmaktadır. Her varoş, kendi çıkarına hangisi uygunsa ona göre tavır değiştirmektedir. Yeri gelir, dinci, yeri gelir sosyal demokrat, yeri gelir muhafazakar görünüm sergiler. Onlar için önemli olan işgalin devamıdır, çünkü işgal var oldukça kendileri var olacağını bilirler. Ona göre de siyasi duruşları değişmektedir. Bugünden siyasi partilerin hangilerinin iktidara geleceğini söylemekte yanlıştır, çünkü pragmatik davranan bu güçler kendilerine uygun en yakınını son dakikada seçecektir. Varoşlar birilerin arka penceresi konumunda olmayacaktır, çünkü arka pencere her zaman başka bir alana bakabilir. Değişkendir. Varoşlar yerleşik hayata geçerken yeni katılanların etkisi ile kimlik değiştirmekte, gelişen teknolojik ve sosyal hayattan da etkilenmektedir. Statik bir yapısı yoktur, orada değişimler dinamiktir, bu değişim hangi güç daha güçlü ise o yöne doğru eğilim içinde olacaktır. Bu da pragmatik davranışın tipik özelliğidir.

Tekrar etmek gerekirse Türkiye’nin kaderini varoşlar belirleyecektir!

İSMAİL CEM ÖZKAN
18. Mayıs 2007

Hiç yorum yok: