9 Ocak 2008 Çarşamba

A Bug's Life

A Bug's Life*

Bugün bu çizgi filme baktım. Film karıncalar ile çekirgeler arasında mücadele şeklinde geçiyor. Film içinde aşk, mücadele ve kavga ve de en önemlisi zafer var!

Film bir karınca kolonisinin çekirgeler için yiyecek toplaması ile başlıyor. Her yıl gibi çekirgelere sunulmak için karıncalar canları dişlerine takarak topladıkları yiyecekleri topluyorlar ama bir sene o yiyecekler istenildiği gibi olmuyor. Çünkü bir şekilde eksik kalıyor. Beceriksiz bir karıncanın ve genelde bilinir ki başroldedir ve de aşıktır. Hep nedense aşık olduğu kız ise filmin kahramanı ve en önemli kişidir. Kız prensestir, ileride kraliçe olacaktır. Annesi çok yaşlıdır. Biliyoruz ki karıncaların birliğin kraliçe sağlar! Yani monarşi bir düzen vardır…

Zamanı geldiğinde çekirgeler uçarak gelir karıncaların yuvasına, her yıl adlıları vergilerini yani haraçlarını almak isterler. Ama bu sefer çok azdır. Cezalandırılmaları gerekir! Bu arda kahramanımız bu durumdan dolayı kendisini suçlayarak bir sirke takılıp toplum dışına çıkmıştır. Sevdiği arkadadır. Gözyaşları ile onu düşünür, toplum içinde küçük düşmüştür. Hayalini kurduğu kuş uçmadan geride bırakmıştır. O çekirgelere karşı savaşıp vergi verme taraftarı değildir, eğer kendisini ispat ederse prenses ile evlenebilecektir. Aşkları karşılıklıdır ama statüleri uygun değildir. Halk kahramanı olması gereklidir. Bir başarı göstermesi zorunludur. Artık başarısını göstereceği ortam yoktur, bir sirk ile sürgüne gitmektedir, onuru kırılmış e kendisine güveni yoktur. O ayrılır ayrılmaz ne şans ki çekirgeler gelmiş ve bütün toplumu teslim almıştır. Kraliçe onların esiridir. Bu arada çocuk karıncalar kaçmış ve sürgüne gidene karşı sonsuz bir güven duyarlar. Ondan kraliçeyi kurtarmasını isterler. Bir güven verici konuşmalar olur, sirk yaşayanları ile. Sonuç beklenildiği gibi savaşmak için dönüştür. Sirk çekirgeleri oyalarken kahramanımız bir avuç çocuk karınca ile kuş maketinin olduğu yere giderler ve uçak gibi aşağıya süzülürler. Çekirgelerin en büyük düşmanıdır kuşlar! Kuşu havada gören çekirgeler büyük telaş ile kaçarlar. Planör gibi uçan kuş bir şansızlık eseri ateş alır ve düşer. Panik halinden kurtulan çekirgeler yeniden üstünlüğü ele geçirirler. Ama kahramanımız bütün sorumluluğu alır üzerine ve bir güzel dayak yer. Artık öldü diye beklenirken kahramanımız Türk filmlerine taş çıkarır gibi ayağa kalkar ve güzel bir konuşma yapar. Bir anda savaşma gücü gelmiştir! Bütün karıncalar birleşin! Yaşasın karıncaların birliği! Ben bu arada bu çığlıkları atıyordum! Bütün karıncalar bakışları ve omuz omuza duruşları ile çekirgeleri korkutur. Neyse uzatmayayım bizimkiler kaçar, karıncalar mutlu sona erer!

Film bu şekilde sona erer, kahraman ve prenses statüleri gereği artık toplum önünde el ele dolaşabilirler. Onlar erer muradına biz… Ya neyse biz en iyisi olduğumuz yerde kalalım…

Bir ideolojik film olarak geldi bana. Çünkü karıncaların ülkesi İngiltere gibidir. Onlarda monarşi ile yönetirler ve her türlü işgalciye karşı yani çekirgelere karşı savaşmışlardır. Aslında tek tek güçsüzdürler ama yan yana geldiklerinde güçlüdürler.

İngiliz toplumu birlik olduğu sürece bütün düşmanlarını yener. Çağdaş monarşi düzeni devam etmeli, çünkü birliği koruyan prensestir, kraliçedir. İdeoloji bu şekilde verildiğinde elbette güneş ülkesi sonsuz yaşar! Çünkü karıncalar kraliçe olmadan yaşamayı hayal dahi edemezler.

* Animasyon, Amerika 199884 DakikaYönetmenler: John Lasseter, Andrew StantonYazarlar: Andrew Stanton, John Lasseter, Joe RanftMüzik: Randy Newman

İSMAİL CEM ÖZKAN
8 Aralık 2006

Hiç yorum yok: