9 Ocak 2008 Çarşamba

Müzeler

Müzeler

Ülkemizde neden müzelere gerekli önem verilmez? Daha doğrusu yeni müze oluşturmak için bin dereden su getirilir ama o müze oluşturulsa dahi yeterli çalışan bulunmadığı için açılmaz! Ya da tarihi eserler üst üste yığılır, gerekli deposu olmadığı için toprak altında binlerce yatan bir çanak çömlek müze bahçesinde sergilenir!

Tarihten bir korkuyu içinde barındırmasın, müzelere karşı duyulan bu ilgisizlik?

Cumhuriyet kurulmadan önce tarihe ilgimiz olmadığını bir kez daha tekrarlamanın anlamı olmasa gerek, çünkü Mısır’da yüzlerce yıl kalıpta piramitlerde ve onların yaratanların hangi dili konuştuğunu merak etmeden o topraklara hükmetmişiz. Tarihe ilgisiz, çünkü atalarımız hep göçmen yaşamışlar, gerilerinde hep kan ve gözyaşı bırakıp geçmişler. Moğolistan’da bir yazıt ile başlatmışız tarihimizi ama o topraklarda kurulmuş olan bir şehrimiz dahi yoktur. Müzelere ilgisizlik bizim tercihimiz olmasa gerek, bir geçmiş birikimsizlik var gibi geliyor bana.

Müzelerde sergilenenler bize ait değil, hep başkasının malı olarak gördüğümüzden önemsememişiz. Bizde olanlar ise etnografya müzelerinde sergilenebilir ki, bir iki belediye şehir müzesi içinde gerçekleştirmeye çalışıyor. Bursa şehir müzesi bu konuda modern ve göz doldurucudur.

Cumhuriyet kurulduğu zaman dilimi içinde, kurucular bizim köklerimizin Anadolu’nun yerli haklarından olduğunu kabul ettikleri için, iki bankanın adını Anadolu haklarından alarak vermiştir. Sümerbank ve Etibank isimleri bizim bu topraklardan geldiğimizi kanıtlamak istercesinedir. Bizler Anadolu’nun gerçek sahipleriydik ve onları kanıtlamak için müzecilik kavramı geliştirilmiştir. Yeni cumhuriyetin başkentinde Osmanlı tarihinde oluşan müzelerden daha fazla müzenin açılmasını beraberinde getirmiştir. Arkeoloji müzesi kale içine yerleşirken, kendi ulusumuzu da simgeliyordu. Bizler bu topraklarda binlerce yıldır yaşan bir ulustuk. Cumhuriyet kurucuları bu şekilde hayal etmişlerdi. Köklerimizi gösteriyordu bu müzeler! Zaman içinde ve politik gelişmeler müzelere gerekli yatırımın yapılmasını engellemiştir. Daha sonra iktidara gelen muhafazakar partiler ise müzelerin durumunu içler acısı hale getirmiştir.

Üniversitelerde arkeoloji bölümleri kurulmuş, daha sonra antropoloji bölümleri açılmış ama ülkemizdeki kazıları hala yurt dışından gelen bilim adamları yönetimde yapıyorduk. Çıkan eserler bir müzede sergilenmesi gerekli, fakat alt yapı yetersizliğinden sergilenemez olmuştur. Sergilenenler ise bir süre sonra kullanılamaz hale gelip çöpü boylamıştır. Allahtan bitmez tükenmez bir tarih birikimi var, çöpe attıkça yerine konacak başka eser bulunabiliniyor!

Bizler hiçbir zamana bu toprakların gerçek sahipleri olarak kendimizi görmedik! Binlerce yıldır bu topraklarda yaşıyor olmamıza rağmen, buralı değildik. Yapılan eserler belli bir sanat ve bilim şaheseri olmasına rağmen, halkın yaşadığı alanlar ne Romalılar gibi düzenli, ne de diğer hakların bıraktığı tarihi eserler kadar görkemli olamamıştır. Hattuşaş’taki medeniyet seviyesi belki bugün yaşamdan daha üst konumdaydı. Bizler bize özgü eser bırakamadık. Mimar Sinan ile övünürüz ama büyük mimar öldüğünde bakıma muhtaç ve fakir öldüğünü hep göz ardı ederiz.

Müzeler geçmiş bilgi birikimini bugüne taşıyan, bugünden de ileriye götüren bir insanlık birikimdir. Fakat ülkemizde müzeler birer devlet kurumu olduğu için, sadece iktidar partilerinin yandaşlarının istihdam edildiği alan olarak görülmüştür. Binası olmayan müzelerde çalışan memurlar vardır belki! Bizler müzeleri turistlerin gezdiği ve para kazanılacak bir yer olarak görürüz, o yüzden yabancılar için ayrı, Türk vatandaşları için ayrı fiyat uygulaması yaparız. Zaten ilgisiz olan vatandaşlar, bu giriş ücreti yüzünden hepten uzak kalır, bu toprağın geçmişinden! Vatandaşın ilgisini sadece toprak altında yatan değerli madenler çeker, onu bulmak için her türlü alet ile donanımlı olarak dağ bayır kazılır. Nerede bir höyük görülürse her tarafı delik deşik edilir!

Biz müzelere neden ilgi göstermeyiz, çünkü orada sergilenenler bizim atalarımızın eseri olarak görmeyiz! Bizi ilgilendiren maddi yönüdür!

İSMAİL CEM ÖZKAN
7 Aralık 2006

Hiç yorum yok: