9 Ocak 2008 Çarşamba

Kahramanlar Amerikalıdır!

Kahramanlar Amerikalıdır!

Dünyayı hükmedenler nedense hep Amerika’dan çıkıyor son zamanlarda! Amerikan yapımı filmlere bakıyorum, bütün dünyada yaşayan diğer insanlar gibi. Her an ve her yerde amerikan kahramanlık filmlerine karşılaşmak mümkün.

Amerikan filmlerinde ortak bir konu ile karşılaştım. Dünya tehlike içinde ve on tehlikeyi kurtaracak kahramanlarda yine Amerikalılar arasından çıkar. Dünyayı hükmetmeye çalışanlar nedense hep Asyalı bir yüze sahiptir. Birbiri ardına üretilen kahramanlık filmlerinde bir kahraman ve düşman vardır ve sonuçta bir yerde karşılaşırlar ve kahraman kötüyü yener ve dünya yeniden barış içinde yaşamaya devam eder!

Kahramanlar sıradan insanlar arasından çıkar. Kahramanın geçmişini pek bilmeyiz. Dünya çapında bir anda bütün insanlığın kahramanı olurlar. Eskiden dünyayı hükmedenler Roma’dan, Makedonya’dan, Moğolistan’dan çıkarken şimdi sadece Amerika’dan çıkıyor! Kahramanların ortak yönü dünyayı kötülerden korumasıdır. Müthiş bir insan sevgisi ile dolu olmaları gösterilir. İçgüdüleri gelişmiştir, kimin kötü ve iyi olduğunu hemen sezinleyebilmektedir. Kovboy şapkaları ile Amerika’yı kurtaran kovboylar şimdi dünyayı kurtarmaya soyunmuş durumdadır. Zaman içinde değişik kıyafetlerde kahramanlar üretilmiştir. Özel kıyafetler içinde kahramanlar diğer sıradan insanlardan ayrılmaktadırlar. Kahraman olabilmek için düşman ve kötü adamın olması da kaçınılmazdır. Kahramanı olan toplumların her zaman düşmanları vardır.

Kahramanlık filmleri gerçek olarak algılayan aptal bir kuşak yetiştiriliyor ve onların birer hayal ürünü olduğunu kabul ettiremeyiz bu yeni kuşağa. Bizler içinde bir çok kahramanlar üretilmişti, hala o kahramanların gerçek hayat hikayesini bilmeyiz. Resmi tarihlerin her zaman ulusal kahramanı olur. O kahraman hakkında konuşmak ve eleştiri yapmak hala tabudur. Bugünlerde global çapta kahramanlar üretilmektedir ve bütün insanlığın bu kahramanları gerçek kabul etmesi beklenmektedir. CocaCola firması reklam amacıyla ürettiği Noel Baba tiplemesi şimdi artık tartışılmayacak bir gerçektir. Ona inan binlerce veya yüz binlerce çocuk vardır. Kahramanların olduğu yerde düşman olması kaçınılmazdır ve düşmanın yok edilmesi sürecinde bir çok zorluğa katılmamız kaçınılmazdır. Düşmana karşı bizler bir şey yapamayız, kahramanı bekleriz. O yüzden toplumlar içinde bireysel tepkinin de önü alınmış oluyor, çünkü birey kahraman değildir, kahraman olmak için özel kıyafet gereklidir! Başımıza ne geliyorsa, hep kötü adamlar yüzünden gelmektedir ve büyük bir ümit içinde kahramanın gelip bizi bu zor durumdan kurtarmasını beklemekteyiz.

Kahramanlar sadece beyaz perdede veya ekranda bize göz kırpar ama biz o göz kırpmaktan da bir şey anlamayız! Bekleriz.. bekleyen derviş muradına ermiş deriz ve bekleriz. Godot’u bekler birileri ama sahnede bir oyun olduğunu düşünmeyiz!

Kahramanlar yaşadığımız yüzyılda sadece Amerika’dan çıkmakta ve bütün kahramanlık öyküleri yaşadığı yer olan Amerika’da geçmektedir. Hiçbir kahraman ne İstanbul’u tanır, ne Köln’ü. Olaylar oralara kadar uzanmaz ama dünyaya hükmetmek isteyenler sadece yaşadıkları yerleri bilirler. Demek ki, dünyayı hükmetmemek isteyenler genelde cahil oluyor! Kahramanlarda onlardan geri değil!...

İSMAİL CEM ÖZKAN
7.1.2006

Hiç yorum yok: