9 Ocak 2008 Çarşamba

Çılgınlık!

Çılgınlık!

Ülkemizde bir çılgınlık zamanı yaşandığına haberleri izlediğimde karar verdim. Birbirinden ilginç haberler ile magazine dönüşen haberlere bakıp da bende bir çılgınlık yapayım hırsına ve de hissine kapılıyorum. Çünkü çılgınlık doğal bir duruma dönmüş gibi gözüküyor.

Uzaktan memleketine bakan biri olarak bu hisleri yaşamak beni de şaşırtıyor ama ne yapayım ki her haber sonunda bende bir garip duygu hakim oluyor. Üzüleyim mi, ağlayayım mı haberlere bakarken. En ilginç haber bugün(9 Aralık 2006) duydum. Bütün televizyon kanallarında aynı haber verildiği için kanal ismini yazmanın da anlamı yok, çünkü her satırı ve görüntüsü aynı olan haberlerde sadece sesler değişiyor. Biri aynı görüntüyü onlarca defa oynatıp, arkasına da garip müzik ekleyerek daha da dram haline getirebiliyor. Aslında her kanalda aynı haber kullanılıyor. Değişen bir şey yok!

İzlediğim haberde bir hırsız bir iş adamının evinin kapısını çalıyor. İş adamı başına ne geleceğini bilmeden kapıyı açıyor. Bu arada içerde 20 yaşında o anlık sevgilisi var! İçeriye giren hırsızlar silah zoru ile iş adamının ve sevgilisinin eşyalarına el koyuyor. Buraya kadar hadi doğal diye bakalım. Bir kapı çalınır ve sizi teslim alan insanlar olabilir, bütün eşyalarınıza el koyarlar. Hatta bu durum bir arkadaşımın başına gündüz gözü gelmiş, daha bir gün önce duymuştum. Bu durum doğallaşmış… Polis ne yapar diye bakmayın, çünkü polisin hırsızı bulma ihtimali, kumda 1 YTL’yi bulmak kadar vardır. Yani kapıyı açan aslında suçludur!

Kapı açılır ve iş adamın birden fazla olan sevgilileri ile girdiği cinsel ilişkinin içinde olduğu kasetler ve cep telefonları hırsızın eline geçer. Hırsız bunun farkında dahi değildir. Elde ettiği kısa yoldan ganimetini hemen elde çıkarmayı düşünmektedir. İkinci el cep telefon piyasasına bir katkı sunmak üzereyken, cep telefonlardaki kayıtlara gözleri takılır. İş adamı birden fazla sevgilisi ile yaşadığı cinsel birleşimini kayda almıştır. Ne kadar sevgilisi olduğu belli değildir, iş adamı olduğu için hesap sorulmaz, maliye sormuyor biz mi soracağız! Bu görüntüler ile karşılaşan hırsızlar, hemen iş adamı telefon ile ararlar. Telefon numarasına ulaşmak kolaydır, bütün kayıtlar o telefonda gizlidir. Aslında hırsızlar çok iyi biliyorlardır, 43 yaşındaki iş adamın kaç 20 yaşında sevgilisi olduğunu, belki daha küçük yaşta olanlarda vardır. İş adamı olduğu için, yanında çalıştırdığı kadını da cinsel birer obje olarak görüyor olabilir, onlar ile de ilişkilerini kayda belki almıştır. İşten ayrılmak zorunda kalıp tazminat isteyenlere, ‘bak elimde görüntün var, benden tazminat iste, yoksa tüm görüntün internet ortamında yayınlarım!’ diye de tehdit unsuru olarak saklıyor olabilir! İş adamıdır ne yapsa yeridir, liberal ekonomi buna izin veriyor! Yaşasın liberal ekonomi! işten atma tehdidi ile onlar ile birlikte olmadığını kim söyleyebilir? İş aslanın midesinde, işten atıla korkusu ile birçok kişi patronun her isteğine boyun eğebilir. Ekmek kavgası içinde her türlü çirkinliği barındırabilir! Konumuza dönelim, hep düşünüldüğü gibi olmaz ya yaşam, işte insanın içi kötü olunca kötü düşünürmüş! Valla içim kötü değil ama ne yapayım izlediğim haberler bende değişimler yarattı, suç bende değil haberlerde! Belki bu savunmamı mantıklı görmemiş olabilirsiniz, ama ne yapayım canım siz de inanın, haberlerde her gördüğünüze inanıyorsunuz, benim de bu savunmama inanın, ne kaybedeceksiniz ki?

43 yaşındaki iş adamının cebinden gelen bu nimet kaçırılmazdır. İş adamı olduğuna göre parası da vardır. Hemen ilişkiye geçilir ve iş adamının da uzman olduğu MSN Messenger ile sohbet ilerletilir. Telefon ücreti pahalı geldi sanırım, ya da izlenme olasılığı fazla olduğunu düşündükleri için MSN Messenger seçilmiştir! Ama onunda izlenebildiğini unutmuşlar, eh teknolojiyi hep suçlular kullanacak değil ya, kahraman polisimizde kullanır. Bir süre yazışmalar devam edilir ve kasetler karşılığı para anlaşması yapılır, elbette paranın rengi yeşil olacaktır. Kasetler karşılığı hesap numarasına gönderilecek para. Kimin hesabına ne kadar para girdiğini maliye bakanlığı denetleyecek değildi ya, kim ne parayı nereye göndermiş önemli değil. Maliyenin öyle bir yetkisi de yok, çok büyük paralar el değiştirir ama kimse farkında dahi olmaz. Küçük bir para için fiş toplarsın ve içlerinden biri sahte çıkarsa işte maliye üzerine biner ve işten çıkarılma nedenin dahi olabilir, hatta ceza hukukuna göre üç yıl hapis cezası dahi vardır. Küçük hesapları izleyen maliye, büyük paralara yeşil ışık yakar! Memleketin paraya ihtiyacı var, gelen gelsin de, ama çıkana da karışmıyor! Yine konuyu dağıttım biliyorum, toparlayayım efendim, MSN üzerinden sohbet etmek için bir internet Cafe’ye giren hırsızımız polisler tarafından yakalanır. Hırsız suçunu itiraf eder ve büyük olasılıkla serbest kalır, savcı; ‘hadi kardeşim bir daha bu kadar amatör çalışma!’ diyerek öğütte verir! İş adamı telefonuna ve sevgililerinin adreslerin kavuştuğu için sevinçlidir. Çektiği sevişme sahnelerinden dolayı kimse ayıplamaz ve sorgulamaz. İş adamına yolun açık olsun demek düşer! 43 yaşındaki iş adamın sevgili 20 yaşında olur, yakışır!

Bu haberlere bakarken insanın çılgınlık yapası geliyor, acaba bu duygu sadece bana mı ait, yoksa artan suç oranlarına bakarsan bütün suçlular benim gibi haberlerden mi etkileniyorlar? Bütün suç şu haberleri magazine döndürenlerde mi? Bütün kanallarda aynı haber, aynı görüntü eşliğinde yayınlanır, sadece haberi okuyanın sesi değişir. Bazı haberlerde aynı görüntü yüzlerce kez yayınlanır, hatta ertesi günde aynı haber verilir. İnsanların beynine işlenir. Acaba ben bir çılgınlık yapsam beni de savcı öğüt vererek serbest bırakır mı?

İSMAİL CEM ÖZKAN
9 Aralık 2006

Hiç yorum yok: