10 Ocak 2008 Perşembe

Listeler açıklandı!

Listeler açıklandı!

Seçime girebilecek partiler listelerini açıkladılar, listeler gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandılar.

Listelere bakan insanın duygusu ne olabilir?

En çok aday adaylıkları için partilere para yatıranlar için önemliydi.

“Acaba genel başkan beni aday gösterdi mi, gösterdiyse en büyük başkan benim başkan, yok göstermedi ise bak başkanda kıyım yapıyor! Yok yok başkan iyi adam ama çevresindeki şu danışmanlar yok mu, hep onlar onu etkiliyor, gönül bağı devam etsin!” duygular içinde mi baktılar?

Küskünler ve bayram yapanlar aynı gün içinde gazetelere bakınca ortaya çıkıyor, gerçi günümüzde internete bakarak daha önce öğrenmiş olunuyor. Bir de parti merkezinde adamları varsa eğer onlardan gelen telefonlar ile ilk tepkiler ortaya çıkıyor, en doğru ve güvenilir olan yine de şu gazetede yayınlananlar, çünkü ötekiler o kadar güven verici değil henüz! Açıklanan aday listeleri elbette seçilmek için yarışanların listesidir. Henüz hiçbir şey net değildir. Meclise kesin gireceği düşünülen bir parti baraj altında da kalabilir. Koskoca Atatürk’ün partisi meclis dışı kalmamış mıydı? Meclis dışı kalması bugün büyük bir sürpriz olarak karşılanır, çünkü onu meclis dışına itekleyecek bir parti yok, AKP karşıtlarının seçeceği parti konusunda bir belirsizlik var, sağ birleşememiş, sol ortada yok bağımsız takılıyor, ırkçı olduklarını saklamayanlar eski askerler ile listelerini tamamlama telaşında, Ankara’da meclis toplayıp seçimde tavır belirleyenler ortada yoklar, bekledikleri partiden aday dahi olamadılar. Kendi kendilerine gelin güvey oldukları ortaya çıkmış durumda. AKP karşısında kim nasıl duracak? AKP camekanını temizlemiş, yepyeni bir anayasa için kolları sıvayacak adaylar ile meclise kendisini taşıyacak. Yeni anayasada söz söyleyebilecekler ise dışarıdan gazel okuyacaklar, belki gazeli kışla parfümlü olacak! Bu seçimler diğerlerinden farklı olacak, çünkü beklentisi olanların beklentilerinin gerçekleşmediği bir süreç. Asker parfümü ile belirlenmiş bir erken seçim kararı, cami parfümlü alınan kararlar sonucunda ne yapacağını dahi bilmeyen bir muhalefet ile seçim ortaya düşmüştür.

Elinde bir kılıç ile kurbanına son darbeyi indirmeye çalışan matador’un resmine baktım. Kurban bildiğiniz gibi bir boğa, güçlü ve kavgacı. Bu iş için yetiştirilmiş. Öleceği baştan belli olan bir kavgada, boğa son enerjisini seyircilere iyi bir oyun ortaya koyabilmek için oynayan tiyatro sanatçısı gibi durmaktadır. Ayaktadır. Tüm seyirci nefesini tutmuş oleee diye bağırmaya hazırdır. Boğa karşısında duran elinde kılıcı ile ince belli matadora bakmaktadır. Arena sessizlik içindedir. Boğa son gücü ile dört ayağı üzerinde durur, başını dikleştirir, çevresine bakar. Biraz önce koşturmanın getirmiş olduğu yere yeniden düşmüş tozlara ve seyirciye bakar. Kana susamış bir seyirci sessizliğini korumaktadır. Boynundan aşağıya akan kanın sıcaklığını hisseder, omzundaki kılıçlar durmakta ve sallanmaktadır. Boğa başını öne eğer ve burnundan bir nefes bırakır. Ön ayağının teki ile tozu kaldırır, akan kan toza bulanarak belki durur diyerek. Son oyununu oynamak için sahnededir. Tüm izleyicilerin gözü kendisinde olduğu bilir. Hayatının son koşusunu yapmak için gerilir, içindeki tüm enerjiyi ayaklarına ve boynuzuna toplar. Karşısındaki son darbeyi vuracak vücuduna yapışmış elbise içindeki narin adama doğru hamle yapacaktır. Arana da bir oyun oynanmakta, kimin öldüreceği ve öleceği bellidir. Bütün seyirciler binlerce kez izledikleri oyunun bir benzerini bir kez daha aynı heyecan ile beklemektedir. Sürpriz olmayacak bir yarışma vardır, hayatta kim kalacak? Önceden bilinen bir senaryo tüm çıplaklığı ile sahnelenirken, gazeteler atacakları başlıkları çoktan atmış, önceden çekilmiş dijital resimleri sayfaya yerleştirmişlerdir bile. Boğanın o son anını hiçbir gazete kullanmayacaktır. Boğa bunu hiçbir zaman öğrenemeyecektir! Arana ollleeee sesleri inlerken gazetelerde son baskısını yapıyor olacaktır.

Seçimin olacağı alan ülkemizdir, seçim olacağı güne kadar beklenmeyen gelişmeler olmaz ise seçimin galipleri de şimdiden ilan edilmiş gibidir. Elbette yaşam bir Arana alanı kadar sıkışık değildir, fakat siyaset içinde seyirciler ve oyuncular bellidir. Oyuncu olanların isim listesini gazeteler liste olarak yayınlamıştır, biz seyirciler ise oyuna sadece elimizdeki bir seçme hakkını kullanarak katılacağız. Epik tiyatro kuralları içinde olacaktır. Oyuncuları belirleyen yönetmenler ise sahnede baş oyuncu olarak olacaktır. Hangi baş oyuncu iyi oynayacağını şimdiden söylemek yanlış olur, önce izleyelim değil mi? Peki bu yönetmenleri (baş oyuncuları) kim seçti?

İSMAİL CEM ÖZKAN
6 Haziran 2007

Hiç yorum yok: