9 Ocak 2008 Çarşamba

Matbaa…

Matbaa…

Matbaa ilk defa Çin’de bulunmuş olmasına rağmen, tarih içinde en önemli rolü oynayan matbaa Avrupa kıtasında kullanılmaya başlayınca önemi anlaşılmıştır. Çünkü matbaa haklar arasındaki iletişimi hızlandırırken, gelenekselleşmiş aile hükümdarlığının da sonunu hızlandırıyordu. Avrupa yeni bir dönemin ilk adımını atarken, kapitalizmin ilk birikintisini de ortaya çıkarıyor, burjuvalar siyasi yaşama damgalarını vurmaya başlıyorlardı. İlk harfler kağıdın üzerine vurulurken feodal düzenin de sonunun başlangıcının sesini veriyordu.

Sadece sistem değişikliğinin başlangıcını mı? Elbette değil, dinin etkisinin azalmasını, kullanılan dilin de çeşitlenmesini, halk dilinin de artık yeni oluşmakta olan ulus dili olmasının da başlangıcıydı. Aileler devletleri, imparatorlukları yönetirken, yeni gelişen sınıf ile önceleri küçümsemiş, daha sonra ise teslim olmuşlardır. İngiltere kıralı İngilizce dili ile tanışıyor ve İngiltere’yi yöneten eskisi gibi İngilizce bilmeden yönetemeyecekti. Macar kıralı Macarcayı bilmek ile yükümlü olacaktı. Çünkü matbaa bir dönüşümü yaparken yönetici kesimini de dilini belirlemeye başlamıştı.

Eski dönemde Hıristiyanlar Latince dilini resmi yazışmalarda kullanırken, matbaanın kullanımıyla yazışmalar yerel ve tesadüfi seçilen bir lehçe üzerinden yapılmaya başlayacaktı, çünkü sadece Latince üretilen kutsal kitapların basımı belli bir doygunluğa kısa sürede ulaşılmış ve başka seçenekler aranır olmuştur. İlk keşfedilen ise yerel dillerdir. O dilde basılan kitaplar yerel matbaaların yaygınlaşmasını beraberinde getirmiş ve ilk ulus düşüncesi de bu şekilde hayatta karşılığını buluyordu.

Ulus devletin başlangıcı matbaadır! Onun sayesinde belli bir sınır içinde belli dil ile yapılan yayınlar, başkalarının da farkına varmayı hızlandırmış ve ortak bir hayalin oluşmasını yaratmıştır. “Bir ulus, birkaç insan doğması gerektiğine karar verdiğinde doğar.” (Paul Ignotus)

Ulus devlet artık hızla kendisini tarih içinde yer edinmiştir. Birinci dünya savaşı sonunda artık dünyada ulus devlet her ulus içinde karşılığını bulmuştur ve kendisini geliştirmeye devam ediyor. Birleşik ulusların oluşturduğu çatı devletlerde oluşmaya başlanmıştır. Şekil değiştirerek bugüne gelen ulus fikri matbaa sayesinde hayat bulmuştur.

Bizde ulus devlet düşüncesi ise matbaanın geç gelmesi ile ilişkilidir. Müslümanların dili olan Arapça her katman için geçerlidir, o dil sayesinde Osmanlı topraklarında uluslaşma çok geç hissettirmiştir kendisini. Osmanlı’nın batı sınırlarında ki halklar ise batıdaki gelişmelerin etkisinde kalarak ve matbaanın yurda girmesi ile hızlanmıştır. Yunan ulusunun ayrılışının temeli Viyana’da çıkarılan bir gazete ile örgütlenmiştir. Sonra Slavlarla birlikte hareket eden Bulgarların bağımsızlık hareketi, hem Slavlardan kurtuluşu hem de Osmanlıdan bağımsızlığını ilan etmesi ile sonuçlanmıştır.

Matbaa hem yeni düzeni sembolize ediyor, hem de ulus devleti. Ulus devlet oluşması için kapitalistlerin sermaye birikimin oluşmasına da katkısı yadsınamaz ve matbaalar hala o işlevlerini yerine getirmekteler. Büyük kapitalist firmalar hala ulaşmak istedikleri tüketiciye matbaalar sayesinde ürünlerini tanıtıyorlar!

Ülkemizde ilk matbaa öncelikle gayrı Müslümanlar için kurulmuş, daha sonra Müslümanlarda kullanmaya başlamıştır, bunun sonucu ilk zamanlara 120 ayrı gazetenin yayınlanmasını getirmiş ve batıdan gelen ulus düşüncesi sonucu saray halkın konuştuğu Türkçe ile tanışmak zorunda kalmıştır. Eskiden kendisine özgü oluşturduğu dil terk edilmiş, halk dili olan Türkçe sarayın dili olmuştur. Çok kültürlü ulusların parçalanmasını da beraberinde getirmiştir, çünkü diğer dil ile konuşanlar sarayın artık kendilerini temsil etmediği düşüncesi ile kendi ulus fikrini hızlı bir şekilde gelişmesini sağlamıştır.

Bir matbaa bulundu, tüm dünya değişti ve değişmeye devam ediyor. Teknolojideki gelişmeler bizi bakalım ileride ne gibi sistemler içine sürükleyecek? Çünkü teknoloji dünyayı değiştirirken, yaşadığımız anı, algılayışlarımızı da ve yaşam biçimimizi de değiştirmeye devam ediyor.

İSMAİL CEM ÖZKAN
3.12.2006

Hiç yorum yok: