9 Ocak 2008 Çarşamba

Mezar soyguncuları!

Mezar soyguncuları!

Ülkemizin değişik yerlerinde mezar soygunları duymuşsunuzdur, hatta mezarları daha iyi soyabilmek için yurtdışından altın ve metal aramada kullanılan araçlarda ülkemize bol şekilde ithal edilmiştir!

Evrensel boyutta bir mezar soygunculuğu gibi geleneğimiz yok, son yüzyıl içinde fakat ülke toprakları içinde altına hücum eder gibi bir mezar soygunculuğu, yani ganimet peşinde koşan amatör mezar soyguncularını sık sık duyar olduk! Neden peki bu soygun ya da yağmaya ilgi son dönemde artış gösterdi? Osmanlı, bütün Karadeniz’i bir göl haline getirmiş, Akdeniz’in doğusu ve güneyine hükmetmiş imparatorluk zamanında olmadı da, son yüzyıl içinde oldu? Üstelik ganimet avcıları elde ettikleri ganimetler ile övünür hale geldi. Yani, yağma kültürü artık günümüzde sıradan bir olayı oldu? Bu şekilde zengin olanlar beyefendi konumda anılır oldular. Eskiden küçümsenen ve aşağılanan bu kişiler günümüzün önemli şahsiyetlerinden oldular!

Dünyada mezar soygunculuğunu en iyi şekilde yapan güneşin imparatoru İngiliz kraliyeti bütün dünyada el atmadığı toprak parçası kalmamıştır. Ondan sonra gelen ve onun yolundan giden Fransız, İspanyol, Portekiz, Danimarka, Hollanda’dan sonra en son Almanlar tarih sahnesine girmiştir. Bu ülkelerden göç ederek bugünkü Amerika’yı yaratanlar hala mezar soymaya ABD eli ile ve Birleşmiş Milletler şemsiyesini kullanarak yapmaya devam ediyorlar.

Hollywood yapımı macera filmler bu mezar soygunculuğunu meşru hale getirmektedir. Eski kültürlerin zenginliklerini yağmalayanlar, çaldıkları toprakların insanlarını küçümsemekte, onlar ile alay etmektedirler. Ellerindeki değerleri bilemeyen birer hasta insanlar topluluğu olarak görmekteler. Mısır topraklarına hakim olan Türkler hiçbir zaman piramitleri merak edip elleri ile dahi kazımamışlar, görmemezlikten gelmiştir. Çok kısa bir süre Napolyon, Mısırı işgal ettiğinde oradaki piramitleri görüp hemen yağmalamak için bilim adamlarını göndermiş ve en önemeli parçaları bu bilim adamları sayesinde ülkelerine taşımışlardır. Türkiye topraklarından koskoca binayı Berlin’e taşıyan bilim adamları unutulmaması gerekir.

Mezar soygunculuğu evrenseldir ve evrensel olarak devam etmektedir. Ülkemizdeki ulusal olarak soygunlar ise küçük Ermeni ve Rum mezarlarını soyma şeklinde devam etmekte, bilimsel bir tarafı yoktur. Çünkü bizdeki mezar soygunları sadece altın ve değerli eşya arama şeklindedir, tarihi değerleri anlaşılmadan kırılan birçok eser bu yağma sırasında yok olmuştur, yok olmayanlar ise müzelerde çürümeye bırakılmış ve yılda 35 bin tarihi eser sergilenemeyecek konuma gelip yine çöpü boylamaktadır. Evrensel boyutta olan soygunlarda bilim adamları yapmakta, ulusal çapta olanları ise maceracılar ve bir an zengin olma derdinde olan kişiler tarafından yapılmaktadır.

Evrensel çapta yapılan savaşlarını mezar soygunun sonucunda, ganimet paylaşımları olarak görüyorum. Irak ve Afganistan’ı işgal eden güçler, oradan bilimsel amaçlı soygun yapmaya devam ediyorlardır. Bu soygunlar, sadece tarihi eserlerin çalınması değil, var olan yaşamında tamamı ile değişimini ve global yaşam tarzının, yani modern emperyalist yaşam tarzının da o ülkeye yerleşmesi beraberinde getiriyor. Eski geleneklerin yağmalanması anlamına geliyor. Gelenek ve görenekler değişime uğruyor. Eskiden oluşmuş olan her değer paraya dönüyor birer turizm sanayisi oluşuyor! Turizm adı altında yapılan değişikler, aslında o ülkenin insanlarının ne kadar zavallı olduğunu gösteriyor. Turist şu şekilde düşünmeye zorlanıyor, bak yüksek kültürleri var ama bugünkü yaşam tarzları bize göre çok aşağıda yaşam standartları. En azından otantik kültürlerden hoşlananlar için el değmemiş safari gezileri gibi görülüyor, bu ülkeler.

Yüksek kültürden gelen turist, parası ile her şeyi satın alabiliyor. Yağma ya da mezar soygunculuğu devam ediyor! Bizde ise küçük kapkaçlar günümüzü karartmaya bile yetiyor, ama büyüklerini farkında dahi değiliz! Dünya küçülüyor!

İSMAİL CEM ÖZKAN
2 Aralık 2006

Hiç yorum yok: