9 Ocak 2008 Çarşamba

Taxi!

Taxi!

İSMAİL CEM ÖZKAN - Yaşantımızda bir kez de olsa taksiye binmişizdir. Taksiler, sarı olan araçlar. Global dünyada hangi ülkeye giderseniz gidin hemen tanınır. Üzerlerinde taxi yazısını da eksik etmezler. Birçok ülkede taxi yazısı yanında reklâmda alınır.

Tanımadığınız bir şehide sizi en kısa zamanda hedefe ulaştıran araçlar ve o araçların içinde ömürlerini törpüleyen sürücüler. Yani şoförler! Bu mesafeler şoförün bakış açısına göre mesafeler uzar ve kısalır, biz yolcular bilmeyiz hangi yolun uzun ve hangi yolun kısa olduğunu. Biner ve önemli olan hedefe ulaşmaktır. Bir anlamda hayatımızın kısa bir anını onların ellerine bırakırız. O kısa zaman içinde neler yaşanır, neler?

“Yolda… Şoför cenaplarından keskin bir fren sesi gelir… Ardından da yan arabayla en kibarından diyaloglar… - Kardeşim ilerlesene… Baksana işimiz gücümüz var bizim… - Beyefendi görmüyor musun kırmızı yanıyor… - Kardeşim, polis yok, trafik yok bekliyorsun… Bomboş yol. Biz ekmek derdindeyiz, beyefendi kırmızı ışıkta durmuş bekliyor. Abi haklı değil miyim?”

Şofördür, ne yapsa yeridir dersiniz ve ona muhtaç olmanın getirmiş olduğu eziklikle he dersiniz! Aslında yaptığı hatanın farkındasınız, o telaş içinde seni bırakıp başka bir müşteri alma derdindedir. Bilirsiniz bu durumu, ekmek parası kazanıyor, ne de olsa ödeyeceği bir sürü taksiti vardır. Hoşgörü ile yaklaşırsınız duruma.

“Ön tarafta bayan bir sürücü kendi halinde aracını kullanmaktadır. Bizim şoför efendi de selektör yakmakla… - Yanlış anlama da, abi ya ben polis olsam şu kadınlara ehliyet vermem. - Nedenmiş o? - Baksana ya sallana, sallana gidiyor kadın. Sanki babasının tarlasında yürüyor. - E görmüyor musun önünde araç var… - Kıvrak olacaksın, kıvrak… Boşluk bulduğun an dalacaksın. Burası İstanbul, korkmayacaksın… Bunlar ellerini korkak alıştırmışlar. Gazetede okudum, bunların beyni farklı çalışıyormuş…
Eh serde erkeklik var ya, haklı adam, kadının beyni farklı çalışırmış, üstelik gazeteden okumuş, gazete yazarsa doğru yazar, tartışmaya bile gerek yok!

“Radyo canhıraş bağırıyor… - Şoför bey radyonun sesini biraz kısabilir misiniz? - Tabii abi emrin olur… Dur kanalı değiştireyim, bak sesten metsen rahatsız olmazsın o zaman...”

Eh, radyo yayınları da yeni bilgi dağarcıkları kazandırır insana, hem de hiç rahatsızlık vermeden. Eskiden bu kadar çok radyo kanalı yoktu, o zamanda koy bir kaset, yol daha eğlenceli geçsindi amaç! Şoföre de, yolun getirmiş olduğu streside ortadan kaldırıyor, rahatlatmasını sağlıyor bu müzikler. Gerçi yola karşı dikkatini dağıtıyor ya, olsun o kadar da değil mi? Önemli olan hedefe varmak!

“- Yani abi beni öyle yerlere soktunuz ki nasıl dönecem ben şimdi! - Dümdüz gidip sola dönersen ana caddeye çıkarsınız işte… - Yani şöyle iki adım yürümeye üşeniyorsunuz. Biz ekmek derdindeyiz, siz topuk derdinde…”

Nasıl yanıt verilir bilemezsiniz, dersiniz ekmek kapısı, adamda haklı kardeşim bir yandan da, ama eldeki şu çantalar olmazsa, iner ana caddeden eve yürürdüm, ama ne yapayım ki elde çanta var, artık o kadar da kusuruma bakmasın değil mi?

Buna benzer birçok diyalog ile karşılaşabilirsiniz, eğer bir taksiye binmiş iseniz! Fakat ben bu diyaloglardan daha çok, o şoförlerin durumu ilgilendiriyor! Daha geçenlerde de haberlerde izledim, yüzlerce taksi şoförü, öldürülen ve taciz edilen arkadaşları için yolları kapattılar. Haklı olarak eylem koydular. Ben bunların bu duyarlılıklarını ve dayanışmalarını sonuna kadar destekliyorum. İş alanında olması gereken bir dayanışma olarak görüyorum. Taksi şoförleri genellikle kendi taksilerinde çalışamıyorlar, başkalarına ait taksilerde çalışmak zorundalar, çünkü bir taksi plakasını almak İstanbul’da on daireye eşit fiyatmış. Bu fiyat ile bir şoförün taksi alabileceğini düşünmek akıl karı değil. O halde genellikle emekçi olan ve sadece direksiyon sallayarak günlük ekmeklerini kazanan bu insanların güvenlik sorunları nasıl çözülebilir?

Çünkü bu kişilere karşı ne oldukları ve ne istedikleri belli olmayan cani ruhlu insanların ellerine kalmış durumda. On Yeni Türk Lirası için adamın boğazını kesebilecek olan bu canilerden nasıl koruyabilinir?

Yıllardan beri bu sorun gündemde durmaktadır, fakat bu güne kadar bu konuda bilimsel yönden araştırma ve çalışma olmadığını okuduğum metinlerden öğrenmiş durumdayım. Hep ezbere ve acil çözüm yolları aranmış olmasına rağmen, köklü ve diğer uluslardaki güvenlik alanındaki çalışmalar Türkçeye çevrilmemiş ve dikkate alınmamış durumdadır. Yani bizler Amerika’yı yeniden keşfetmek için colomb’u bekler konumundayız.

Almanya’da Köln şehrinde bir takside gördüğüm gözlemelerimi anlatmak istiyorum, belki birileri için yararlı olur inancıyla.

Köln kentinde bir taksiye binildiğinde, şoför nereye gideceğimiz söylüyor, elindeki navigations sistemine (yön belirleme ve mesafeyi gösteren bir sistem) bilgileri giriyor. Daha sonra merkeze haber veriyor. Fiyat sayacı müşterinin gözü önünde gündüz ya da gece tarifesine göre açılıyor. En kısa mesafeden hedefe gideceği alan seçildikten sonra yola çıkılıyor. İlk zamanlar pek dikkatimi çekmeyen bir ayrıntı gördüm, birçok takside kamera var. İnternet bağlantısı ile merkez tarafından taksi içindeki gelişmeler izleniyor. Yani taksiye bindikten sonra hem şoför için hem de yolcu güvenliği için her türlü önlem alınmış durumda. Biliyorsun ki, en kısa mesafeden hedefe varacak taksi, öyle dolandırma filan yok.

Geçmişte taksi şoförleri burada yolculara cinsel tacizde bulunmuş, onun ile önlem olarak taksi kullanan merkez tarafından kontrol ediliyor, çünkü taksi şoförü “işim çıktı abi, şu müşteriyi şuraya at!” gibi şoför olmayanların kullanımı engellenmiş durumda. Eğer çalışmıyorsa ve işi varsa şoförün, başka bir yedekteki şoför o aracı kullanabilmektedir, yalnız o durağa bağlı şoför olmak zorunda. Bu şekilde tacizlerinde önü kesilmiş oldu. Taksi ehliyeti ve eğitiminden geçmeyen biri o şehir içinde taksi kullanamaz. Yani şoförler burada özel bir eğitimden ve sınavdan geçmektedir.

Taksi sahibi olmak başka bir konudur, taksi sahibi olupta taksi kullanamayan bir çok yatırımcı burada da vardır. Tıpkı Türkiye’deki gibi..

Canilerin birkaç kuruş için adam öldürmelerinin önüne geçilmesi için o teknolojik alt yapı Türkiye’de de var, o teknolojiden yararlanarak bir nebzede olsa bu tip olayların önüne geçilebilinir. Taksi durakları yeniden düzenlenmeli, yolda müşteri kapmaca kavgası sonlanmalıdır. Hem müşteri, hem de şoförün sağlığı için…

Belki biri bu yazıyı okurda, yetkililere ulaştırır, boşu boşuna colomb’un Amerika’yı keşfetmesini beklememek için!

11 Nisan 2006

Hiç yorum yok: